1999 YILINDAKİ EMNİYET İFADELERİ İŞKENCE ALTINDA ALINMIŞTIR

 


Hakan Erol kitabının 31 ve 32. sayfalarında, Sayın Adnan Oktar’ın 12.11.1999 tarihli Bilim Araştırma Vakfı Operasyonu’nun ardından emniyette verdiği ifadeden bir bölüm yayınlamış, bu ifade sırasında Sayın Adnan Oktar’ın rahatlığından bahsetmiş ve ifadesi sırasında o dönemki suçlamaları kabul etmesine vurgu yapmıştır.

Ancak Sayın Adnan Oktar’ınki de dahil olmak üzere söz konusu operasyon kapsamında emniyette alınan tüm ifadeler geçersizdir. Nitekim ifadeler işkence altında alınmıştır. Önce ifade sırasında hangi konulardan nasıl bahsedileceği üzerinde detaylıca çalışılmış, sonrasında Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları ifadelerinde sadece Adil Serdar Saçan ve ekibinin kendilerinden istediklerini anlatmışlardır. Sayın Adnan Oktar’ın ifade sırasındaki rahatlığı ise doğruları anlatmasından değil, baskı ve tehdit altında bile sakin kalmasını sağlayan teveküllü yapısından kaynaklanmaktadır. Yoksa normal şartlarda, o dönemde Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne hakim olan anlayış 28 Şubat döneminin dehşet verici anlayışıdır. Nitekim söz konusu anlayışın bir yansıması olarak, o dönemki siyasi operasyonlarda gözaltına alınan birçok kimseye emniyette sistematik işkenceler uygulanmıştır. Yaşanan işkence olayları sonrasında, birçok insan tarafından bunlar dile getirilmiş ve şikayet konusu yapılmıştır. Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşları arasında yer alan Emre Çalıkoğlu’nun işkence şikayeti de bunlardan biridir. Şikayetin neticesinde, Bilim Araştırma Vakfı operasyonunda gözaltına alınan Emre Çalıkoğlu’na işkence uygulandığı İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28.12.2005 tarihli, 2005/517 sayılı kararıyla tespit edilmiş, bu karar Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 09.05.2007 tarihli, 2007/3583 sayılı kararıyla onanmıştır.

Bilim Araştırma Vakfı operasyonunun dikkatlerden kaçan çok önemli bir özelliği daha vardır. Zira bu operasyonda gözaltı süreci devam ederken, Türkiye’de ilk kez bir insanın emniyetteki ifadesinin görüntüleri sesli şekilde tüm kanallarda yayınlanmıştır. Bu garip, hukuksuz ve şaşırtıcı uygulamayla işkence uygulamalarının gizlenmek istendiği, kamuoyunu ikna etmeye yönelik bir algı operasyonu yürütüldüğü tam olarak anlaşılmıştır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAYIN HAKAN EROL’UN “TURNİKE” İSİMLİ KİTABINA CEVABIMIZDIR

KOMPLOCULAR SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARININ SAVUNMA GÜCÜNÜ KIRACAK YALANLAR UYDURMUŞLARDIR

SAYIN ADNAN OKTAR’A YÖNELTİLEN EZİYET SUÇLAMALARI ASILSIZDIR