SAYIN ADNAN OKTAR’A YÖNELTİLEN EZİYET SUÇLAMALARI ASILSIZDIR
Adnan Oktar Davası dosyasında cinsel içerikli suçlamalar asılsız olduğu gibi eziyet suçlamaları da asılsızdır. Söz konusu suçlamalar hiçbir somut delile dayanmamakta, hayatın olağan akışına aykırı yönler içermekte, sözde mağdurların soyut beyanlarından öteye gidememektedir.
Gerçekler böyleyken, Hakan Erol dosyadaki eziyet suçlamalarını da elinden geldiğince sahiplenmiştir. Benzer suçlamaların araştırıldığı davalarda da karşılaştığımız sözlü ve fiziksel şiddet isnatlarının dışında, tek cümleyle de olsa husumetli müştekilerin hayal gücünün ürünü olan, son derece çirkin içeriklerde kurgulanmış iftiralara bile kitabında değinmiştir.
Çirkin olayların anlatıldığı iftiralara burada yer vererek husumetli müştekilerin kara propagandasına alet olmaya lüzum yoktur. Bununla birlikte özellikle kitabın ilgili bölümünde adı sıklıkla geçen Çağla (Teker) Çelenlioğlu üzerinde durarak, şiddet olaylarının hiçbir zaman gerçekleşmediğine işaret eden önemli delilerin ortaya konulması da gereklidir. Şöyle ki;
· Aynı cinsel saldırı ve taciz suçlamalarında olduğu gibi, sözde mağdurlar Adnan Oktar Davası dosyasındaki ifadelerinden önce iddialarına konu eziyet olayları hakkında da hiçbir şikayette bulunmamışlardır.
· Aynı cinsel saldırı suçlamalarında olduğu gibi eziyet suçlamalarında da, iddialara konu olaylardan sonra alınmış hiçbir sağlık rapor bulunmamaktadır.
· Aynı cinsel saldırı ve taciz suçlamalarında olduğu gibi, eziyet suçlamalarını da doğrulayacak hiçbir fotoğraf veya video kaydı dosyada yer almamaktadır.
· Aynı cinsel saldırı ve taciz suçlamalarından olduğu gibi, sözde mağdurlar yaşadıklarını ileri sürdükleri şiddet olaylarından da hiç kimseye bahsetmemişlerdir. Ayrıca şiddet gördüklerini söyledikleri ortamlara yıllarca gitmişler, kendilerine şiddet uyguladığını iddia ettikleri Sayın Adnan Oktar’ın yanında son derece mutlu ve neşeli olduklarını ortaya koyan görüntüler sunmuşlar, konuşmalar yapmışlardır.
11.07.2018 tarihli polis operasyonunda gözaltına alınıp tutuklanan Çağla Çelenlioğlu’nun etkin pişmanlık ifadesinde Sayın Adnan Oktar’la ilgili olarak ortaya attığı eziyet suçlamalarının asılsız olduğunu ortaya koyan en net delillerden biri, cezaevindeyken Sayın Adnan Oktar’a gönderdiği sevgi ve özlem dolu mektuplardır. Bu mektuplar husumetli müştekiler tarafından korkutulduğu dönemden önce yazılmış olup, Çağla Çelenlioğlu’nun Sayın Adnan Oktar hakkındaki gerçek düşüncelerini yansıtmaktadır. Aşağıda ilgili mektuplardan bazı örnekler yer almaktadır:
Görüldüğü gibi Çağla Çelenlioğlu gerçekte Sayın Adnan Oktar’ı ve arkadaşlarını çok sevmektedir. Nitekim Sayın Adnan Oktar’ı sevmeseydi ve özlemeseydi bu mektupları hiç yazmamış olması gerekirdi. Husumetli müştekilerin iddia ettiği gibi, eğer polis operasyonu gerçekten Sayın Adnan Oktar’dan kurtuluş gibi görülseydi, Çağla Çelenlioğlu tutuklu bulunduğu cezaevindeyken Sayın Adnan Oktar ile iletişime asla geçmezdi. Ancak olaylar çok farklı gelişmiş, husumetli müştekiler tutuklamalardan sonra hızla Sayın Adnan Oktar’ın arkadaşlarına ulaşmışlar ve onları uzun yıllar boyunca cezaevinden çıkamayacakları yönünde korkutmaya çalışmışlardır. Devletimizin Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının üzerini çizdiği, davada hukukun işlemeyeceğini ileri sürerek tek kurtuluşun etkin pişmanlık müessesesinden yararlanmak olduğunu söylemişlerdir. İşte Çağla Çelenlioğlu bu baskı ve tehditlerden etkilenince cezaevinden kurtulmak için kendisinden istendiği şekilde ifade vermiştir. Dosyadaki eziyet iddiaları, komployu planlayan ve yürüten odakların ürettiği yalanlardan biridir.
Yorumlar
Yorum Gönder