SONUÇ
Geçmişte satranç turnuvalarında ödüller aldığı belirtilen Hakan Erol, satranç terimiyle ifade etmek gerekirse, kolaylıkla mat edilebilen bir kitap yazmıştır. Bunun da en büyük sebebi, kitabında dayandığı tüm iddiaların husumetli kişilerce ortaya atılmış, delili bulunmayan hayali iddialar olmasıdır. Yani Hakan Erol, Sayın Adnan Oktar’ın arkadaş grubunu suçlu ve sapkın göstermede etkili bir hizmette bulunduğunu düşünürken, gerçekte büyük bir komplonun delillerini ortaya koyduğu bir kitap yazmıştır. Vicdanlı, mantıklı ve önyargısız okuyucuların kitapta yazılanlar üzerinde düşündükten sonra Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının masum olduklarını anlamamaları mümkün değildir.
Yukarıda yer verdiğimiz tüm açıklamalardan da anlaşıldığı üzere, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları geçmişte birçok kez maruz kaldıkları komploların bir benzerine günümüzde de maruz kalmışlardır. Ancak bu komplonun yol açtığı olaylar, artık hayatımızda sosyal medya gibi bir platformun olmasının da etkisiyle geçmiştekilere kıyasla daha büyük şekilde gerçekleşmiştir. Bu durum ilk bakışta komplocuların lehineymiş gibi gözükse de gerçekte böyle değildir. Çünkü Allah Müslümanlara tuzak kuran insanların saldırılarında en çok kullandıkları sosyal medya vesilesiyle, masum insanların uğradıkları büyük zulmün delilerini tüm dünyaya duyurmuştur. Diğer ülkelerde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin on binlerce yıllık hapis cezalarını tartışan insanların büyük bölümü ortada anormal bir durumun olduğunu anlamışlardır. Bugün insanlar Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının fikirleri, faaliyetleri ve yaşam biçimleri nedeniyle cezalandırıldıklarını bilmektedirler. Bunu açıkça dile getirmeyenler, hatta yalanlayanlar dahi kendi iç dünyalarında bu gerçeği fark etmişlerdir. Zaten önemli olan da ağızdan çıkan sözlerden öte insanın kalbinde saklı tuttuğu gerçek düşünceleridir.
Önümüzdeki yıllarda İslam yükselişe geçeceği gibi, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları da yükselişe geçecektir. Onlara yapılan suçlamaların iftiradan ibaret olduğu hukuken de ispatlanacaktır. Bunu engellemeye de kimsenin gücü yetmeyecektir. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
“Ey iman edenler, sakın Musa’ya eza cefa edenler gibi olmayın. Nitekim Allah, onu, onların tüm itham ve iftiralarından aklamıştı. Çünkü Musa Allah katında çok değerli biriydi.” (Ahzab, 69)
Yorumlar
Yorum Gönder